23 Temmuz 2012 Pazartesi

Merhaba..
Çocukluğumdan bu yana el sanatlarıyla yakinen ilgilenen biri olarak,Yaklaşık 10 yıldır dekoratif boyamaya daha bir gönül verdim.Bu süre içerisinde tabiri caizse 8 yaşından 80 yaşına kadar öğrencilerim oldu.Kendilerine göre çok genç birinin eğitmeni olmamı asla yadırgamadan,aksine keyifle ders yaptığımız,hala görüştüğümüzde sıkı sıkı sarıldığımız,benimle karşılaştığında gözlerinin içi gülen çok değerli öğrencilerim var.Bilenler bilir..Elimden gelen her ne varsa karşılık beklemeden, hatta kendi malzemelerimle hep yardımcı olmaya çalıştım.Yıllardır bu yolda ilerlerken tanıdığım ya da yüzünü bile hiç görmediğim insanlara sevgiyle,zevkle her sorunuza ve ihtiyacınıza cevap vermeye çalıştım,çalışacağım..
Bu süre zarfında alanında çok iyi ahşap malzeme üretimi yapan firmalar olmasına rağmen, sürekli çizimlerimi,tasarımlarımı ya da (tasarım sahiplerinden izin alarak!) beğendiğim ufak-tefek ahşap objeleri kendim kesmek için uzun süredir testeremle haşır neşirim.Bunu zaten beni takip edenler biliyor.
Tamamen kendime ait özgün tasarımlarımı da yapmaya devam ediyorum.Oturup,üzerinde bazen saatlerce kafa patlatıyorum.Yepyeni ve bana ait olsunlar diye..Yaptıklarımı beğenip isteyebilir,hatta kendi testerenizle kesebilirsiniz.Ancak beğendiğiniz ürünü yaparken benden (formalite icabı da olsa) bir izin alınmasını, en azından haberim olmasını beklerim.Adımı sizlerin sayfalarında, ya da yayınladığınız sayfanın altın görmek beni o kadar mutlu edecek ki..
Şimdi diyeceksiniz ki ; " Neden Miray böyle bir açıklama yapıyor?"
Çok kırıldım..Çünkü ben bu konularda çok hassasım.Çok üzülürüm,çok ağlarım..Bildiğiniz üzere facebook/Mirayshandmades sayfamda ürünlerimin fotoğraflarını burada olduğu gibi yayınlıyorum.Tesadüfen bana ait bir tasarımı başka bir hanımın sayfasında gördüm.Buraya kadar herşey normaldi.Kendisine teşekkür edecektim,ancak yayınladığı albümünün adı "Kesimlerim" albümü olunca ve benden hiçbirşekilde bahsedilmeyince kendisinin arkadaşı olan bir yakınımı aradım.O yakınım benden bu ürünü ham olarak almıştı(!)..  Kendisine üzüldüğümü dile getirdim."Değiştirebilirse ya da adımı ekleyebilirse çok sevinirim.." diye de ekledim.Gelen cevap beni daha da üzdü:"bir tahta parçası için bu kadar yaygara koparılır mı?Onunda o tavukları nereden aldığını ben biliyorum falan.."diye..Çoğumuzun kendimize ait çok beğendiklerimizi arşivlediğimiz dosyalarımız var..Kime ait olduğunu bazen arşivlerken unutsakta, internetten aldığımızı yazıyoruz. Bununla birlikte yazdığım gibi benim tavuklarım da bir İspanyol Blogger'a ait.
Ve ben daha kendisinin sayfasına henüz hiçbir yorum yazmamıştım. Kendisine,başkasının tasarımını kendi kesimlerim albümünde yayınlamaması gerektiğini,bunun bir suç olduğunu ve böyle durumlarda hukuki işlem bile başlatılabildiğini ama kimseyi asla üzmek istemediğimi yazdım.İnanın bunu çok üzülerek,kalbim çok kırılarak yazdım.
Bir ders ortamında kendisiyle karşılaşmıştık oysaki.Ben tüm içtenliğimle yanımda olan tüm malzemelerimi önlerine sermiştim,tüm dekupaj arşivim ile birlikte..Dekupaj kağıtlarımı kendim nasıl yaptırıyorsam o şekilde vererek.Hiçbir art niyetim olmadan..Onların samimiyetine de inanarak.
Benim yorumumun altına,kendisi de uzun bir yorum yazmış..Çok üzüldüğünü,eli-ayağının titrediğini,telefonlar geldiğini yazmış.Çalıntı yerine alıntı yazmalıydım belki evet!Yapıcı olalım yazmış.Sayfayı kendisi idare etmiyormuş.Yanlış anlaşılma olmuş..Konu bir şekilde tatlıya bağlandı..
Kendisine sonsuz saygım var.Benden çok büyük zaten..Ellerinden öperim..İnanın üzmek,kırmak değildi amacım.Açıklamasından ve nezaketinden dolayı da çok teşekkür ederim.Yapıcı olmaya yıllardır çalışıyorum.Üzüldüğüm nokta; en azından ismimin ya da bloğumun yazılı olmamasıydı..Bu kadar..Ben sürekli kendimden verdiğim halde 2dir böyle anlayamadığım durumlar içerisinde kalıyorum.Babam,ne kadar üzüldüğümü görünce "herkesle iyi olamazsın,arada sevmeyen çıkacaktır mutlaka..." dedi..Bilmiyorum..Doğrudur belki...  :(((
Yine de istemeden de olsa kırıp,üzdüysem çok özür dilerim..
Şu mübarek Ramazan Ayı'nın ilk gününde böyle bir durumla karşılaşmak beni ciddi yaraladı.Kaç gündür ayağım atölyeye,elim fırçalara gitmiyor..Bugün kalktım biraz ablalarımın sayfalarına baktım..Hadi bakalım tak önlüğünü,al fırçayı eline, başla bir an önce dedim kendime..
Okuduğunuz için teşekkür ederim..
Görüşmek dileğiyle..
SEVGİLER!

5 Temmuz 2012 Perşembe

HATİCE HANIM'IN CİCİLERİ - BAYKUŞ ANAHTARLIKLARIM VE "BENİM ELİM DEĞİL FATMA ANAMIZIN ELİ" ;)

Selamlar herkese..
Uzun zamandır yazı yazamıyorum sizlere..İstanbul-Akçakoca arası gidip gelmekten vakit bulamıyorum.İşler, hastalıklar, düğün-dernek derken hep bir koşturmacanın içerisindeyim..Tabii araya sıkışan ve benimle sık sık yolculuk eden siparişlerimi de şükür ki sağ-salim teslim ediyorum.  ;)  Beğenilmesi de beni ayrıca çok keyiflendiriyor..
Daha çok yeni tasarım yapamamaktan, bir de arşivime sakladığım bazı parçaları kesememekten, dekore edememekten de ayrıca şikayetçiyim.Bu gidip gelmeler pek vakit alıyor,siz de bilirsiniz ki ev işi de hiçbir zaman bitmiyor.. :S
Ama hangi araya sıkıştırdıysam size son kestiğim BAYKUŞ ANAHTARLIKLARIMI ve FATMA ANAMIZIN ELİ'ni sizlere bu postta göstereceğim.. Bol fotoğraflı bir yayınla karşınızdayım ;)
Öncelikle Marmara Üniversitesin'de tanıştığım Hatice Hanım'ın kızı evlendiği için benden kızının çeyizine banyosu için deniz temalı ecza-havlu dolabı ve kirli dolabı istedi..Yapım aşamalarımdan bazı önemli detaylarıda içeren fotoğraflarımı sizlerle de paylaşıyorum..Umarım beğenirsiniz..



Yukarıdaki fotoğraftanda anlayacağınız gibi dolabın kapağı tamamen kapalıydı.Deniz fenerini çizip,kestim ve arkasından tel zımbaladım.
Tüm dolabı beyaza boyayıp,koyu maviyle eskittikten sonra üzerine ince mdf den kestiğim plakaları da boyayıp,transfer tekniği ile hazırladım..


Aşağıdaki fotoğrafta yine ince mdf den deniz kabuklu dekupajıma göre kesip hazırladığım şekilli plakayı görüyorsunuz..Hamur kabartma olarakta çalışılabilir tabiki.. ;)




Kulp detayına da girmeden geçemeyeceğim..Metal deniz çapasını ecza dolabında,metal dümeni de kirli dolabında ince halatlar kullanarak konseptimize uygun hale getirdim..



Dolabın alt rafında renklere ve temaya uygun şablon kullandım..Buraya konulacak ürünleri etkilememesi açısından kabartma hiçbir materyal kullanmadım. ;)



Üstteki fotoğrafta ise kirli dolabının kapağına çizip kestiğim balığı görüyorsunuz.Aynı şekilde arka kısmından telledim..Dolabın içi bölmeli olduğundan beyazlar ve renklileri ayırma derdi olmayacak..  ;).


Kirli dolabının tekerleklerini sonradan monte ettiğim için burada göremiyorsunuz.

Ve .. Takımın son hali ;)


Gelelim yeni ve en son tasarımlarıma :
Açıkçası baykuşlar meşhur oldu olalı hepimiz pek bir sever olduk..Cam füzyon kursuma giderken yaptığım desen araştırmalarımdan,çizimlerimden birini kullandım yine.."Sakla samanı, gelir zamanı.." boşuna dememiş atalarımız..Karşınızda Miray'ın baykuş anahtarlıkları :



Sırada son olarak Fatma Anamızın Eli var :
"Fatma'nın eli yüzyıllardır sahiplerine şans getirdiğine ve onlara sabır ve sadakat erdemleri verdiğine inanılan bir tılsım haline gelmiş. Bu nesne genellikle 'Fatma'nın Eli' olarak bilinilirse de Araplar arasında 'Hamse Eli' diye anılır. Hamse, beş demektir ve bir elin parmak sayısını gösterir. Hindu'lar 'Humsa Eli', Museviler ise 'Hameş Eli' veya 'Miryam'ın Eli' adını vermişlerdir
Bazı kültürlerde yukarıya dönük, bazı kültürlerde aşağıya dönük olarak asılıyormuş.Kim nasıl isterse o şekline çevirebilir ;)
Anadolu'dan Hindistan'a kadar "Fatma'nın Eli"nin kötülüklerden koruduğuna, inanılıyor." (netten alıntıdır.)




Siz blog arkadaşlarıma (çoğuna koşturmacadan yorum yazamasamda!) tek tek gelip inceliyorum.Sakın ihmal edildiğinizi düşünmeyin..;)

Tekrar görüşene değin kendinize çok iyi bakın.. Yorumlarınızla beni mutlu edeceğinizden emin olabilirsiniz.. ;)))

SEVGİLER!